ust menu

HER İNSAN BİR ÇAKRA AŞURESİDİR

Kültür Sanat Haritası Dergisi – Mart 2019

Röportaj: Şebnem Sungur

HER İNSAN BİR ÇAKRA AŞURESİDİR

Sayılara merakınız küçük yaşlarınızdan itibaren başlamış, dünden bugüne yaşam hikayenizden bahsedebilir misiniz?

1978 yılında Kadıköy İstanbul’da,  Arnavut kökenli Bektaşi bir ailede doğdum. Darüşşafaka Lisesi’ni takiben özel bir vakıf üniversitesinde, burslu olarak edebiyat ve tarih okudum. Yayın sektöründe çalıştım ve beş yıl kendi kitapevimde sahaflık yaptım. 36 yaşında ilk kitabım yayınlandı. Kişisel gelişim sektöründe hizmet vermekteyim. Merak edenler,  otobiyografimin ayrıntılarını son kitabım İndigolar’ın önsözünde, ayrıntılı olarak okuyabilirler.

“İsimler Kitabı”, “Sayıların Gizemi”, “İndigolar” kitaplarınızın benzer yanları ve farklılıkları nelerdir?

Bütün kitaplar çakra sistemine ve Pisagor kuramlarına dayanmaktadır. Dolayısıyla ortak bir sistem ürünüdürler. Lakin, ilk kitabımda konunun tarihsel ve felsefi yönlerini ayrıntılı olarak tartıştım ve nümerolojinin metodolojisini ayrıntılı olarak ortaya koydum. İkincide gündelik hayatta pratik kullanılabilecek, ebeveynler için çocuklarına isim rehberi hazırladım. Üçüncü ise uygarlık tarihinin enerji bakış açısıyla yazılmış bir özeti oldu.

Size göre Nümerolojiyi tarihsel ve felsefi olarak nasıl incelemeliyiz?

Nümeroloji, eski uygarlıklardan bize aktarılan kadim bir kendini bilme ve yaşama sanatı rehberidir, yani hayatın, evrenin ve bedenimizin kullanma kılavuzudur. Yaradılış ses ile meydana geldiğinden dolayı, ruh varlıkları, doğmadan önceki ahiret boyutunda, harfleri ve sayıları, kendilerine bir karakter kompozisyonu oluşturmak üzere, kişisel ezgisinin notaları olarak kullanırlar. Çakra sistemini ve reenkarnasyon yasasını temel alan modern nümeroloji, Ayurveda, Ebced, Kabala ve Hurufilik gibi değişik köklerden beslenir. Alfabesi olan her ulusun nümerolojisi de vardır. Rakamların evrensel tarihine bakarsak, Hindistan’dan Çin’e, Ortadoğu’dan Mayalar’a kadar, kültürel olarak, sayılara felsefi anlamlar yüklendiğini görürüz.

Ülkemizde Nümeroloji nasıl meydana gelmiş ve gelişmiştir?

Sosyolojik olarak bakarsak, sözlü ifadelerle geleneklerimizden gelen, halkımızda genel geçer bir inanç olarak, “kişi ismiyle müsemmadır” şeklinde ifadesini bulan, ortak bilinçaltı yargısı bulunur. Yani genelleştirme şekliyle Ahmet’ler hep böyle olur veya Ayşe’ler hep şöyle yapar, şeklinde bir kanı yerleşiktir. Bunun dışında akademik bir bilim dalı olarak ülkemizde yeni olarak araştırılmaya başlanmıştır. Ülkemizde Nümeroloji, Hurufilik akımı ile başlar. Arap harflerini hat sanatı ile insan vücudunun değişik bölgelerine yerleştirerek sembolik olarak, ortaçağ simyasında gördüğümüz gezegenlerle, insan organlarını eşleştirmeye benzeyen bir kod sistemi ile göklerdeki değişimlerin kaderimize yansıması vurgulanmıştır. Eski büyük inisiyeler vahiy alarak, astrolojiden aldıkları yıldız takım kümelerinin dizilişlerine göre, harf şekillerini icat edip halka sunmuşlardır. Şu anda yurtdışı ekollerin, direkt olarak, uyarlama yapılmadan aktarıldığını görüyoruz. Anadolu Nümerolojisi bu konuda istisna teşkil etmektedir.

Hem doğudaki hem de batıdaki değişik uygarlıkların Nümerolojileri, kendi bünyelerinde nasıl sentezlenmektedir?

Dr. Bedri Ruhselman’ın öğrettiği şekliyle, Anadolu Misyonu bu toprakların dünyada önemli bir kavşak olduğunu savunur. Batı, dünyada, sol beyin ve analitik zeka ile teknolojik ve bilimsel ilerlemeyi temsil ederken (IQ), doğu ise dünyada, sağ beyin özellikleri olan sanatsal, duygusal, estetik ve mistik zekayı (EQ) temsil eder. Anadolu Nümerolojisi doğudan harfleri, batıdan ise sayıları birleştiren özgün bir tasarımdır. Her sayının bir çakra oluşu, bazı Kabala yazılarında ima edilse dahi, açık şekilde söylenmemiştir.

Anadolu Nümerolojisi’nin dünya numerolojisine getirdiği yenilikler nelerdir?

Dünyada hiçbir nümeroloji ekolü tekamülcü bakış açısını yakalamayıp, harflerin önceki hayat birikimleri, doğum tarihinin ise bu hayat müfredatımızı gösterdiğini saptayamamıştır. Böylece, istatistiksel olarak yüzde 90 oranında harflerden alınamayan meziyetlerin, doğum tarihi ile takviye edilişini açıklayamamaktadırlar. İndigolar kitabında, 1200 adet ünlü ve başarılı olmuş kişilerin yaşam profili örneklerini inceleyerek, siz de buna şahitlik edebilirsiniz.

Çakralar ve Nümerolojiyle bağlantısı ve açılımlarından bahsedebilir misiniz?

Her sayı bir çakrayı gösterir. Dolayısıyla, onlu sayı mod sistemi kullanan uygarlığımız, on çakralı sistemde ilerlemektedir. Astrolojideki evler nümerolojide çakraları, harfleri ise gezegenleri temsil eder.

Dehaları deha yapan en şanslı sayılar hangileridir?

11 sayısı dehanın göstergesidir. Uygarlık tarihinden 11’leri çıkarırsak elimizde taş ve toprak kalır. Son kitabımda 2000’i aşın örnekle, bu iddiayı ispatlamış bulunuyoruz.

Yaşadığımız ülkenin, şehrin, oturduğumuz binanın adı ve bu bağlantıların içinde yer alan, oluşan sayılar bizi nasıl etkiler?

Bu etkiler güçlü, kısmen ve cüzi etkilerdir. Mesleki lakaplar gibi seslendirilmedikleri için zayıf takviye sayılırlar. Evrenin dili semboldür. Yaşamda derslerimizi işaretler aracılığı ile alırız. İlahi irade yasalarını öğrenmek, her varlığın tekamül amacıdır. Kendini bilen Rabbini bilir. Sayı yasadır. O yüzden yaşam, dikkatimizi sayılarla çeker. Avrupa’da, Ortaçağda ve günümüzde soylu insanların isimleri çok uzun. Bu kişileri diğer insanlardan ayıran farklılıklar nelerdir? Yaşlı ruhlar, her dönem uygarlığın zirve yaptığı yerlerde doğmayı seçer. Mesela Tanzimat edebiyatına bakarsanız, Cumhuriyetin ilk kuruluşunda, soyadı yasası çıkınca, insanların ve yazarların hep çift isimli olduğunu  görürsünüz, lakin önemli olan uzunluk değil grafik dağılımında çakraların dengede durabilmesi ve omurganın çökmemesini sağlamaktır.

Son kitabınız “İndigolar”ın genel içeriğinden bize bahsedebilir misiniz.

Bu kitap bir uzay manifestosudur! Uygarlık tarihinin dehaları olan şu isimlere hepimiz aşinayız: Mustafa Kemal Atatürk, Theodor Adorno, Isaac Asimov, İbn-i Arabi (hz), Cornelius Agrippa, Hacı Bektaş Veli (hz), Simone de Beauvoir, Brigitte Bardot, Berthold Brecht, Helena Blavatski, Luis Bunuel, Mihail Bakunin, Giacomo Casanova, Aleister Crowley, Anton Çehov, Piyotr Çaykovski, Rene Descartes, Salvador Dali, Alain Delon, Alighieri Dante, Eric von Dainiken, Fyodor Dostoyevski, Conan Doyle, Charles Darwin, Sigmund Freud, Scott Fitzgerald, Paul Gaugin, Mahatma Gandi, Francisco Goya, Antonia Gramsci, Ursala K. Le Guin, Allen Gingsberg, Georg Handel, Anthony Hopkins, Fazlullah Hurufi, Steve Jobs, Soren Kierkegaard, Akira Kurosawa, Jack Kerouac, Vladimir Lenin, D. H. Lawrence, Garcia Lorca, Bob Marley, Tommaso Marinetti, Mandela, Michaelangelo, Benito Mussolini, Mozart, Thomas More, Jean Moliere, Celaleddin-i Rumi Mevlana (hz), Nietzsche, Isaac Newton , Michel Nostradamus, vs (liste böylece uzayıp gider).

Kimi filozof, kimi yazar, kimi derviş, kimi sahtekar, kimi sapkın, kimi berduş, kimi meczup, kimi bilim adamı, kimi sanatçı, kimi mimar, kimi siyasetçi, kimi kahin, kimi deli, kimi lider, kimi zorba, farklı zamanlarda farklı karakterlerle birer kuyruklu yıldız misali dünyamızı ziyaret eden bu varlıkların ortak yönü nedir? Bu kişilerin ortak yönü, dünyayı değiştirmeye duydukları şaşmaz bir idealizmdi. Faşistinden komünistine, hümanistinden zalimine kadar ödün vermedikleri tek husus, inandıkları dava uğruna, müthiş bir irade gücüyle, insan üstü çaba göstermekti. Evet, bu ruhların hepsi uzaydan transfer, galaktik kökenli,  indigo varlıklardı. Duruşlarından yürüyüşlerine, gülüşlerinden öfkelerine kadar bariz olan etkileyici karizmaları, enerji bedenlerinden (auralarından) taşmaktaydı. Liyakat sahibi olarak getirdikleri bu güçlerini, insanları hayra ve şerre yönlendirmek üzere etkin biçimde kullandılar ve kitleleri arkalarından sürüklediler. Onları çok sevdik, hayran olduk, nefret ettik, lakin asla kayıtsız kalamadık. Onlar her daim dünyanın lokomotifiydiler. Evrensel uygarlığa mezun oluşumuzda, Kova Çağı’na geçiş boyunca da hep öyle olacaklar.

Lakap ve ünvanlar insanı nasıl etkiler?

Mesleği fıtratına uygun seçmiş olan insan, işini severek yaptığından mutlu insandır. Harflerden eksik olan çakraların tamamlanmasında,  mesleki ünvanlar,  tıpkı aktif kullanılmayan göbek adlarımız kadar önemlidir.  Kişinin zaman içinde aldığı ünvanlar, kadersel döngüleri nasıl değiştirir? Örneğin, Mustafa Kemal Atatürk “Gazi” ve “Paşa” ünvanlarıyla bütün eksik harfleri tamamlamayı başarmıştır.

Kültür ve sanat alanında tarihi eserlerin yoğun olduğu ülkeler, bu ülkelerden çıkan sanatçıların Nümeroloji etkinlikleri nelerdir?

Her ulusu kendi içinde büyük bir aile olarak düşünürsek, benzer bir durum dünya ülkeleri için de geçerlidir. Mesela, dünyada Faşizmin iktidara geldiği ülkelere bakarsak (Almanya, İtalya, Fransa, Japonya), gündelik yoğun kullanılan insan isimlerinde altıncı çakranın baskın tekrarlandığını görürüz (Faşizm kavram olarak altının çukurundadır).  Fransızlar ise özgürlüklerine ve keyiflerine düşkün olduklarından, beşinci çakrayı temsil ederler. Çinliler sekizin ustası olup, çoğunun dokuzu kapalıdır (Herhangi bir Çin yapımı filmin sonundaki, jenerikteki isimleri inceleyin, ne kadar yoğun 7 = g p y ve 8 = h z; ve ne kadar az 9 = ı i r olduğuna şaşıracaksınız). Hindistan yedinci çakra uzmanıyken (Sanskrit alfabesi 7×7=49 harften oluşur. Böylece maneviyatın beşiğidir.), Türkler dört ve dokuz uzmanıdır, göçebelik ve şamanlıkla beşi kuvvetlendirmişlerdir ( 4+5=9 ekseni). Türklerde % 70 oranında 6 ve 7’den birisi kapalıdır, burun kemiği yamukluğundan dolayı kaş çatarlar (Taksim’de isyan eden1980 sonrası doğumlu uzaylı indigolar hariç, onların sağ ve sol beyin dengeleri %90 oranında sağlamdır). Araplar ise genellikle alt çakra (ilk beş çakra) insanları olup dünya odaklı yaşarlar. Yahudiler ise üst çakraları (6 7 8 zihinsel melekeleri) kuvvetli olup, zulme uğradıklarından alt çakralarda travma yaşarlar. Dünya liderliği görevi ile seçilmiş öncülük mertebesi, kıyamet döneminde, bir önceki görevli ulus olan Yahudilerden alınıp, Türklere verilmiştir (11+8=19). Türklerin uzaylı ataları ile ilgili bilgiler, Ergenekon Destanı ve benzeri metinlerden araştırılabilir, daha ayrıntılı kanal bilgileri, Bilgi kitabından öğrenilebilir.

Rafet Gökhan Ayyüce çok yönlü kimliği ile şu sıralarda ne yapıyor? Gelecekte yapmak istedikleri nelerdir?

Dördüncü kitabım olan Aşıklar kitabını yazmakla uğraşıyorum. Tarihteki ünlü şahısların, büyük aşkların matematiğini açıyor olacağız. Beşinci kitabım çok büyük bir proje, bin sayfalık bu eserde metafizik literatürü oluşturan bin adet, Türkçe yayınlanmış ezoterik kitabın içerikleri, hangi konuları kapsadıkları ve nasıl kullanılıp neye yarayacağını anlatan bibliyografi hazırlayacağız. Yakın dönemdeki ilk hedefim, Şaman derneği kurarak, Şaman çiftliğimiz bünyesinde, Anadolu Şamanizmi’nde yeni şifacıları topluma kazandırmaktır.